Pazartesi, Nisan 17, 2006

 

Çin: Eksik Halka

Hakan Gürel

Çin bugün enerji ihtiyacı en hızlı biçimde artan ülke. Neredeyse münhasıran tüm dış politikasını belirleyen temel parametre de petrol. İleride çok daha artacak bu ihtiyacını, yalnız AB ve ABD ile değil, Hindistan gibi yine "Emergent" (yeni ortaya çıkan, yükselen) ülkelerle rekabet ederek karşılamak zorunda. Bu konuda başarılı ve başarısız birçok girişimi oldu, devam da edecek.

Hatırlarsak, Irak savaşı öncesinde Çin ve Fransa benzeri sözleşmeleri devrik Irak lideri Saddam ile imzalamışlardı. Bugün ise bu anlaşmaların hiç bir geçerliliği kalmadı. Çin, Afrika'daki petrol üreticisi -belki de bu nedenle de iç savaştan muzdarip- ülkelere barış gücü yollamakta. Rusya ile kimilerinin stratejik diye adlandırdığı, ancak benim daha çok pragmatik/taktik diye nitelendirebileceğim işbirlikleri geliştiriyor. Güney Amerika ülkeleri ile ilginç temasları söz konusu.

Çin'in büyük enerji ihtiyacı bu ülkenin dünya sistem ile barıştıktan sonra kat ettiği mesafeyi ve büyüme hızını göstermesi açısından ilginç. Ancak, bir gelişim göstergesi olan bu parametre aynı zamanda da Çin'in yumuşak karnını oluşturuyor. Çin'in büyümesini veya dünya sistemde hâkim oyuncu haline gelmesini önlemek gibi bir amaç olduğu kanısında değilim, bu zaten bizatihi küresel kapitalizmin temel ilkelerine aykırı ve irrasyonel bir tutum olurdu. Öte yandan, Çin'in bitmek tükenmek bilmez enerji talebine karşı kontrollü bir arz ile Çin'in büyüme ve dünya sistemle entegrasyon prosesinin kontrol edilebileceği tezi daha akla yatkın gelmekte. Buradan çıkan sonuç kanımca şu: Kimse nihai olarak Çin'in enerji kaynaklarına erişimini sınırlandıramaz, hatta daha ileri giderek sınırlandırmak istemez, ancak bunu mümkün olduğu ölçüde mevcut dünya sistem hiyerarşisi içerisinde kontrollü bir modele oturtmak mümkün olabilir. Bu nasıl yapılabilir?

Temel Atlantik stratejisinin ilk adımı enerji kaynaklarının bulunduğu ülkelerin Batıya yakın tutulmasıdır. Buna mukabil esas ağırlık, enerji dağıtım yolları ve düğümleri üzerinde bulunan ülkelerin Batıya tam entegre ülkelerden oluşturulmasına verilmektedir. Bizim anlamakta bazen güçlük çektiğimiz, çoğu kez dar anlamıyla algıladığımız "öngörülebilir, bir sonraki adımı tahmin edilebilir ülke" olarak tanımlanan ülkelerdir bunlar. Dar algılama, "kendisine dayatılanı yapan, kafasına vurulunca ağzındaki lokma alınabilen ülke" olmakla birlikte, aslen bu terim sözlük anlamıyla değerlendirilmelidir. Temel parametre istikrardır. Bir sonraki adımı öngörülebilir ve tahmin edilebilir ülkeler istikrarlı ülkelerdir ve istikrar enerji yolları için esas dair stratejik önkoşuldur. Sözgelimi, hem petrol, doğal gaz ihraç eden, hem de bu enerji kaynaklarına ihtiyacı olan ülkelerin Türkiye'den temel talebi öngörülebilir bir ülke olmasıdır. Türkiye demokrasisini güçlendirdikçe, ekonomisi belli bir olgunluğa eriştikçe öngörülebilir ülke endeksindeki yeri hem yükselmiş, hem de politika empoze edilen ülke konumundan, eş-politika geliştirilen ülke olmaya doğru adımlar atılmıştır. Konuyu daha fazla dağıtmamak için bu parantezi kapatalım.

Atlantik ittifakının elinde bulunan bu ciddi koz, yani enerji dağıtım kanallarına hakimiyet avantajı, Atlantik-Avrasya blokları arasındaki çatışmada Batıya önemli bir stratejik üstünlük sağlamaktadır. Çin'in petrol ya da geniş anlamda enerji tedarik stratejisinde en temel eksiklik işte bu halkadır. Çin, doğrudan petrol üreten ülkelerle büyük sözleşmeler imzalayabilir. Bu sözleşmeler, Çin'e önemli avantajlar sağlayabilir. Ancak bu enerji kaynaklarının Çin'e ulaşım yolları Çin denetiminin dışındadır. Öte yandan Atlantik ittifakı, bu enerji yollarını kendisi için istikrarlı, hasmı için ise istikrarsız kılabilmek için her türlü vasıta, güç ve iradeye sahip görünmektedir.

Tüm bu noktalar ışığında, içinde yaşadığımız yüzyılın Çin için bir yükseliş, yeniden doğuş mitosu ile açıklanacak ölçüde parlak geçeceği aşikardır. Ancak Çin'in dünya-sistemin -amiyane tabirle- patronlarından birisi olabilmesi için vazgeçilmez bazı imkân ve vasıtalara henüz sahip olmadığı değerlendirilebilir.

Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

Listed on 
BlogShares