Cumartesi, Nisan 09, 2005

 

NIC - Küresel Geleceği Haritalandırmak Raporunda Türkiye

Hakan Gürel
6 Şubat 2005

Mine Kırıkkanat'ın Radikal gazetesinde yayınlanan ?CIA'in AB'ye 'Türkiye'yi almayın' raporu? başlıklı köşe yazısında yer verdiği Ulusal İstihbarat Konseyi (National Intelligence Council - NIC) raporu, günümüzün meselelerine ve gelecekteki olası gelişmelere dönük bir beyin fırtınası çalışması. Adı da Mapping the Global Future, Türkçesi ile Küresel Geleceği Haritalandırmak. Metinde 2020 projeksiyonu ile global riskler, gelişmelerde ilişkin öngörülerde bulunuluyor.

Konsey'in yapısı aşağıdaki resimde görülüyor.




Anlaşıldığı kadarıyla konseyin amacı kuruluşundan bugüne geçen 25 yıl içerisinde "ABD hükümetine ve Merkezi Haberalma Teşkilatına (CIA) hükümet içi ve dışı eldeki en iyi deneyimlere dayanarak günümüzün uluslararası meselelerine değinen geçerli bir ses kazandırmak ve ileride karşılaşılabilecek uluslararası meseleleri tanımlamak ve aydınlatmak olarak belirlenmiştir." (1) Konsey, ABD'nin bir kamusal stratejik düşünce kurumu olduğu anlaşılmaktadır. Konsey bürokratlar ve hükümet dışı kaynaklardan yararlanarak, bu doğrultuda uluslararası düzlemde konferans vb. etkinlikler düzenleyerek toplanan verilerin ABD çıkarları doğrultusunda yorumlanması ve stratejik fikirler çıkarılmasıyla uğraşmaktadır. Konsey CIA'in emir eri değildir. Hatta yapısından anlaşıldığı kadarıyla maksadı başta CIA olmak üzere ABD istihbarat yapısına yorum ve projeksiyon aktarmak olduğundan görece bağımsız bir yapısı bulunmaktadır.

Sayın Kırıkkanat'ın NIC, CIA'in proje birimidir önermesi son derece yanlıştır. Ancak ileride de göreceğiniz gibi bu ilk yanlış olmayacaktır. Önce bu proje birimi meselesine açıklık getirmeye çalışalım: NIC MİSYONU Ulusal İstihbarat Konseyi İstihbarat Toplumunun (yukarıdaki resimde yer alan toplam 15 kurum ve kuruluş) orta ve uzun vadeli stratejik düşünce merkezidir.

Ana görevleri şunlardır:

* İstihbarat Toplumunun başı olan Ulusal İstihbarat Direktörünü (DCI) desteklemek.

* Politika yapıcılara sorularını cevaplandırmak üzere İstihbarat Toplumunu görevlendirme konusunda bir odak sağlamak.

* İstihbarat Toplumu'nun perspektifini genişletmek üzere akademik hayattan ve özel sektörden sivil (non-governmental) uzmanlara ulaşmak.

* İstihbarat Toplumunun kendi kaynaklarını politika yapıcıların değişen ihtiyaçlarına göre tahsis teme çabalarına katkıda bulunmak.

* İstihbarat Toplumunun Ulusal İstihbarat Öngörüleri (NIE) ve diğer NIC ürünlerini hazırlamasına önderlik etmek.

Ulusal İstihbarat Öngörüleri, DCI'nın ulusal güvenlik konularında en geçerli yazılı yargılarıdır. Gelecekteki olayların muhtemel seyrine göre İstihbarat Toplumunun koordineli yargılarını içerir. NIC'in hedefi politika yapılara analitik yargıların ABD politikasına uygun olup olmadığına bakılmaksızın en iyi, en cilasız ve en önyargısız bilgileri sağlamaktır."(2)

Şimdi raporun içeriğine ve Mine Kırıkkanat'ın alıntıladığı bölüme bakalım: "AB'nin dünya gidişatına etkisini siyasal bütünlüğü belirleyecektir. Oysa AB'nin 10 yeni üyeye genişlemesi, birlik kurumlarının kökleşmesini, stratejilerde ortak bir vizyon geliştirilmesini, dış politika ve savunmada bütünlük sağlanmasını frenleyecektir. YOĞUN MÜSLÜMAN NÜFUSUYLA Türkiye'nin üye alınması, birlikte 'fren motoru' görevi üstlenecek ve AB'nin her türlü gelişimini durdurduğu gibi, uluslararası etkinlikte büyüklüğüne orantılı başrol almasını engelleyecektir. Türkiye'nin üyeliği, AB'yi parçalamak ya da dağıtmak riski taşımaktadır."

Bu metni raporda aradığınızda bulamıyorsunuz. Neden mi? Çünkü, alıntı metni kısaltılmış ve birleştirilmiş. Başka bir deyişle rapor metninde böyle bütünlüklü bir paragraf yok. Önce metnin aslına bakalım, sonra bu alıntı kültürü üzerine görüşlerimizi belirtelim:

"Pek çok kriter -pazar büyüklüğü, tek para birimi, yüksek oranda kalifiye iş gücü, istikrarlı demokratik hükümetler, birleşik bir ticaret bloğu ve GDP- göz önünde tutulduğunda genişletilmiş bir Avrupa'nın uluslararası sahnede ağırlığını artırma yetisi olacaktır. Kavşak noktasında bulunması ve nüfusunun -özellikle de yeni üyelerin katılımıyla- giderek artan çeşitliliği hem güneyde İslam Dünyası ve Afrika'yla, hem de doğuda Rusya ve Avrasya ile güçlü bağlar kurması konusunda benzersiz bir yetenek kazandırmaktadır. Avrupa'nın dünya sahnesinde etkiniğini artırma derecesi daha geniş bir siyasi uyumu gerçekleştirebilmesine bağlıdır. Kısa vadede, on yeni doğu Avrupalı üyenin birliğe alınması, Avrupa Birliği'nin (AB) dış ve güvenlik politikalarında uyumlu ve ortak bir "stratejik vizyon"un geliştirilmesi için gerekli olan AB kurumlarının derinleşmesi çabasına muhtemelen bir "engel" oluşturacaktır.

- Brüksel'in İrlanda, İspanya, Portekiz ve Yunanistan'ın Ortak Pazar'a katıldığı 1970'ler ve 1980 başlarındaki genişlemeden farklı olarak Orta Avrupalıları hızla AB'nin geri kalan üyelerinin ekonomik düzeyine getirecek yapısal fonlar sınırlıdır.

- Muhtemel Türk üyeliği -Türkiye'nin boyutları ve dinsel, kültürel farklılıkları nedeniyle- her iki zorluğu da içerdiği gibi karşılıklı anlayış ve mutabakat sağlandığı takdirde fırsatları da içermektedir. Problemler üzerinde çalışırken, Avrupa'nın kendi büyüyen Müslüman nüfusunu yerleştirmesine (accommodate) ve entegre etmesine yardımcı olacak bir yol bulunabilir." (3)


Bu metnin özeti, Sn. Kırıkkanat'ın köşe yazısında yer alan alıntı olamaz. O alıntı, akademik ve bilimsel etik açısından sorunlu bir biçimde kasıtlı olarak belli yerler dışarıda bırakılarak, birbirinden ayrı şıklarda farklı bağlamlarda ele alınan cümleler sanki birbirini izliyormuş izlenimi yaratılmak suretiyle birleştirilerek ve yönlendirici çeviri yapılarak, ("drag = engel" sözcüğü yerine "fren motoru" vb. gibi karşılıklar bulunarak) oluşturulmuştur. 120+ sayfalık raporda Türkiye'nin AB üyeliği ile ilişkili sayılabilecek iki bölümden birisi budur (diğeri aşağıda) ve raporun sırf bu bölümlerin varlığı nedeniyle AB Zirvesinin yapılacağı Aralık ayına yetiştirilmiş olduğunun ileri sürülmesi mümkün değildir.

Sayın Kırıkkanat, "raporun en orijinal bölümü ve en beklenmedik yorumu 'neyle' ilgiliydi, bilin bakalım. Türkiye'nin olası AB üyeliğiyle, sayın seyirciler!" diyebilmektedir. İlgili alıntıda Türkiye'yi almayın gibi bir ifade ya da bu anlama gelebilecek bir bölüm bulunmadığı gibi, raporun en ilginç bölümünün Türkiye ile ilgili olması iddiası ise yanlıştır.

Raporda Türkiye ya da Türk (Turkey, Turkish) anahtar kelimeleri ile araştırma yaptığınızda şu sonuçlar alınıyor:

Turkey:

A. Yukarıda verilen bölüm.

B. Türkiye, Cezayir, Tunus ve Lübnan gibi Arap ve İslam ülkelerinin de aralarında bulunduğu bazı gelişmekte olan ülkeler de uzun vadeli nüfus istikrarını korumak için gerekli olan kadın başına 2.1 çocuk seviyesinin altına düşmektedir.(4)

Bu konu Sayın Kırıkkanat'ça ilginç bulunmamış, oysaki son derece düşündürücüdür.

C. Eğer (ekonomi politikaları alanında-ç.n.) hiçbir değişiklik yapılmazsa Avrupa'da daha öte bir genel yavaşlama yaşanabilir ve tek tek ülkeler hükmi üyeler olarak kalsalar da özellikle dış politika alanında kendi yollarını seçebilirler. Böyle bir senaryoda genişleme muhtemelen mevcut üyelerle sona erecek ve Türkiye ve Balkan ülkelerinin üyeliğini mümkün olmaktan çıkaracaktır, Rusya ve Ukrayna gibi uzun vadeli olasılıklar da tamamen devre dışı kalacaktır. Yalnızca büyüme oranlarını yüzde bir veya iki düzeyinde tutmak için gerekenlerle yetinilmesi bir nebze genişleme getirebilir ama Avrupa kendi boyutlarıyla orantılı uluslararası bir büyük rol oynayamayacaktır. (5)

D. Yamal-Europa ve Mavi Akım boru hatlarından yapılan teslimatlar Rusya'nın AB ve Türkiye'ye gaz satışlarını 21. Yüzyılın ilk on yılı içerisinde 2000 düzeylerine göre %40 oranında artırmasına yardımcı olacaktır.(6)

Turkish diye arama yaptığınızda ise yukarıda A maddesinde ele aldığım konu karşımıza çıkıyor.

ABD'nin belli kanatlarının (örneğin bazı neo-Con'ların) Türkiye'nin AB'ye yaklaşmasının Ortadoğu'da ABD karşıtı politikalar izlemesine neden olabileceğini ve İsrail ile ilişkilerini zedeleyebileceğine dair görüşleri bulunmaktadır. Dolayısıyla ABD'de Türkiye'nin AB'ye girmesinden endişe duyan kesimler bulunmaktadır. Burası biliniyor. Ne var ki artık ABD karşıtlığının siyasi, ekonomik, kültürel vb. rasyonel gerekçeler alanından çıkarılıp paranoyalar düzeyinde icra edilmesi memleketimizin hayrına değildir. Bunun yalan, yanıltma, şaşırtmaca üzerinden yapılması ise algı kapasitemizi aşmaktadır. Sayın Kırıkkanat neden böyle bir şeye tevessül ediyor, anlamakta güçlük çekiliyor. Raporu hiç okumadığı ya da kendisine gelen bilgileri hiç kontrol etmediğini düşünülüyor. Köşe yazarlığı son derece sorumluluk isteyen bir iş; eline kalemi alan, bu kalemi halkın gözünü çıkarmak için değil, açmak için kullanmalı.

Dipnotlar (1) BRIEF NIC HISTORY http://www.cia.gov/nic/NIC_history.html
(2) NIC MISSION http://www.cia.gov/nic/NIC_about.html
(3) "By most measures ?market size, single currency, highly skilled work force, stable democratic governments, unified trade bloc, and GDP?an enlarged Europe will have the ability to increase its weight on the international scene. Its crossroads location and the growing diversity of its population?particularly in pulling in new members?provides it with a unique ability to forge strong bonds both to the south with the Muslim world and Africa and to the east with Russia and Eurasia. The extent to which Europe enhances its clout on the world stage depends on its ability to achieve greater political cohesion. In the short term, taking in ten new east European members probably will be a ?drag? on the deepening of European Union (EU) institutions necessary for the development of a cohesive and shared ?strategic vision? for the EU?s foreign and security policy. ?Unlike the expansion when Ireland, Spain, Portugal and Greece joined the Common Market in the 1970s and early 1980s, Brussels has a fraction of the structural funds available for quickly bringing up the Central Europeans to the economic levels of the rest of the EU.
?Possible Turkish membership presents both challenges?because of Turkey?s size and religious and cultural differences?as well as opportunities, provided that mutual acceptance and agreement can be achieved. In working through the problems, a path might be found that can help Europe to accommodate and integrate its growing Muslim population."
Mapping the Global Future, NIC. Report of the National Intelligence Council?s 2020 Project, Based on consultations with nongovernmental experts around the world. December 2004. s.56-57
(4) A.g.e. s.9 (Alıntı - Nicholas Eberstadt, ?Four Surprises in Global Demography,? Foreign Policy Research Institute?sWatch on the West, Vol 5, Number 5, July 2004.) (5) A.g.e. Can Europe become a super power? s. 61 (6) A.g.e. s.63 Kaynak metin: CIA'in AB'ye 'Türkiye'yi almayın' raporu. Mine G. Kırıkkanat. Radikal Gazetesi, 4 Şubat 2005 Hakan Gürel 6 Şubat 2005


Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

Listed on 
BlogShares