Salı, Eylül 06, 2005

 

Ertelenen Ermeni Konferansı mı, Demokrasi mi?

Hakan Gürel
27.05.2005

Basında yerleşen adıyla Ermeni Konferansı'nın ertelenmesi ülkemiz açısından oldukça olumsuz bir tabloya işaret etmektedir. Bu konuda basında yer alan görüşler durumun vehametini daha da artırmaktadır. Genel izlenim ertelenenin Ermeni konferansı değil de demokrasi olduğu görüşünü pekiştirmektedir.

1. Bu toplantı bir bilimsel toplantı mı?

Bilimsel bir toplantıya konunun tüm taraflarının çağrılması gerektiğini aksi durumda bunun siyasi bir toplantı olarak değerlendirilmesinin doğru olacağı ileri sürülüyor. Bu görüş üç temel eksik içeriyor; ilki bir hafıza sorununa işaret ediyor, ikincisi bilim felsefesi/metodolojisine ilişkin bir soruna, üçüncü ise katılımcıların Ermeni sorununa ilişkin görüşlerinin oldukça kaba bir değerlendirmeyle aynılaştırılarak hepsi de Ermeni soykırımı tezlerini savunuyormuş gibi bir hava yaratılması sorununa?

Öncelikle hafızlarımızı tazeleyelim. Türkiye?de Ermeni sorunu üzerine yapılan bilimsel ve akademik çalışmalarda bugüne kadar ?soykırım? savunucularının davet edilmediği bilinmektedir. TTK Başkanı Sayın Halaçoğlu hangi toplantısında karşıt tezlerin savunucularına yer vermiştir? Ülkemizde bugüne kadar yapılan ?bilimsel? çalışmalar, sempozyumlar ve konferanslarda ?soykırım? tanımını kabul eden hangi tarihçiler söz hakkı elde etmiştir? TTK kurumunda açıkça Ermeni soykırımını savunan kaç tarihçi vardır? Bu soruya bilemediğimiz bir iki istisna dışında bir yanıt oluşturulabileceği kanısında değilim. Öyleyse Türkiye?de yapılan Ermeni meselesi toplantı, araştırma ve çalışmalarını da bu mantığı izleyerek, yani karşıt tarafa söz verilmemiş olması olgusuna dayanarak, bilimsellikten uzak olarak mı nitelemeliyiz? Sanmıyorum. Bir çalışmanın bilimsel sayılması için bilimsel bir yöntemle oluşturulması şartı aranır. Her bir çalışma varsayımdan, teze kadar giden dizge içerisinde takip ettiği yöntemler ve tezlerin ne ölçüde kanıtlanabilir olduğu gibi parametrelerle kendi içerisinde değerlendirilir.

Bilimsel toplantıların farklı görüş sahiplerinin katılımıyla oluşturulması gerekliliği gibi bir kural yoktur ve de anlamsızdır. Aynı veya benzer görüşe sahip araştırmacılar kendi aralarında toplantılar yapabilir, görüş alışverişinde bulunabilirler. Bunda ne bilimsel/akademik felsefe ve metodoloji ne de etik anlamda bir sorun bulunmaktadır. Bu toplantıda ileri sürülen tezlerin bilimsel olup olmadıkları ise başka bir boyuttur ve kuşkusuz başka bir paradigma içerisinde teste tabi tutulmalıdır. Hatırlatmak isterim ki bilimsel çalışma taraflıdır, zira bir tez içerir. Bu tez mevcut tezlerle çatışma halinde, destekler mahiyette ve nüanslar içeren bir mahiyette olabilir. Tezleri bilimsel kılan şey yan yana zikredilebilir olmaları değil, kendi içlerindeki bilimsel tutarlılıktır.

Öte yandan toplantıya katılan kişiler Ermeni meselesi üzerine açıkça farklı görüş sahibidirler (bkz. Aşağıdaki liste) ve aslen tüm katılımcıları aynılaştırma girişimi bilimsellikten uzak bir politik manipülasyona hizmet etme tehlikesi taşımaktadır. Tarif edilen model, yani karşıt tezlere yer verilen toplantı modeli bilimsel değil, politik ve diplomatik toplantılar için daha fazla geçerlidir.

2. Amaç Ne?

Toplantının siyasi bir amaca hizmet ettiği konusunda belli çevreler ikna olmuş görünüyor. Ancak öncüller yanlış dolayısıyla varılan sonuç da yanıltıcı. Yukarıda ifade etmeye çalıştığım üzere bu toplantının bilimsel olmadığına ilişkin öne sürülen test parametresi/öncül yanlıştır ve bu yanlıştan yola çıkarak katılımcıları ve organizatörleri gaflet, dalalet söylemi ile eleştirmek en azından haksızlık kategorisine girmekte ve derin bir hoşgörüsüzlüğü gizlemektedir. Üstelik daha da ileri gidiliyor ve ihanet suçlamasında bulunuluyor. Bu görüşlere TBMM?de yer verilmiş olmasına da özel bir vurgu yapılıyor.

Kendimizle çelişmiyor muyuz? TBMM siyasi bir kurumdur. Burada milletvekilleri kendi siyasi oryantasyonları doğrultusunda açıklamalar yaparlar ve açıklamalarında belki de en az aranan şey bunların bilimsel olarak desteklenebilir olmasıdır. Bilimsellik ve tarafsızlık eleştirisinde bulunanların bilimselliğin ve tarafsızlığın asgari koşullarını sağlamaları gerekmez mi? Ülkemizde her konunun ayrıntılı olarak tartışılabilmesi son derece önemlidir. Bu süreçte bize açıkça aykırı gelen, tümüyle yanlış olduğunu düşündüğümüz, bilimsellikten uzak dediğimiz görüşler de dile gelecektir. Gelişmiş bir ülke bu türden yaklaşımlarla ?mücadele? ederken baskı ve tehditlere başvurmaz. Demokrasinin gelişmesi taassubu, ideolojik saflaşmayı, siyasi manipülasyonları asgariye indirir.

Yapılan en büyük yanlış belli kesim ve şahısların kendi görüşlerini devletin temel ve değişmez görüşü diye algılayarak ve lanse ederek, bulundukları noktadan diğer görüş sahiplerini tehdit etmeye, baskı altına almaya çalışmalarıdır. Üniversitelerimiz bugün içinde bulunduğu ve son TED raporunda da açıkça ortaya çıkan vaziyet gaflet, dalalet ve hıyanet söylemini Demokles?in kılıcı gibi esas tutmaktan başka ülkenin bilimsel yaşamına bir katkıda bulunmayan temel yaklaşımın bir eseridir. Eğitim durumumuz bugün gerçek anlamda bir ulusal güvenlik sorununa işaret ediyorsa bu tam da yukarıda ifade etmeye çalıştığım anlayışların bir sonucudur düşüncesindeyim.

Akademik yaşamın özgüllüğüne, özerkliğine, özgürlüğüne saygı duymayan, akademik yaşamda neyin, nasıl tartışılması gerektiğine dair görüşlerini bu alana dayatmaya çalışan eğilimler kendilerini ciddi anlamda sorgulamalıdır.

----------------
Hazırlık Komitesi
Murat Belge (Prof Dr, Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü başkanı), Halil Berktay (Doç Dr, Sabancı Üniversitesi Tarih Programı koordinatörü), Selim Deringil (Prof Dr, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü başkanı), Edhem Eldem (Prof Dr, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü), Hakan Erdem (Yard Doç Dr, Sabancı Üniversitesi Tarih Programı), Çağlar Keyder (Prof Dr, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü), Cemil Koçak (Doç Dr, Sabancı Üniversitesi Tarih Programı), Akşin Somel (Yard Doç Dr, Sabancı Üniversitesi Tarih Programı) Danışma Kurulu Fikret Adanır (Prof Dr, Bochum Ruhr Üniversitesi, Almanya) Engin Akarlı (Prof Dr, Brown Üniversitesi, ABD), Taner Akçam (Dr, Minnesota Üniversitesi, ABD), Ayhan Aktar (Prof Dr, Marmara Üniversitesi), Şeyla Benhabib (Prof Dr, Yale Üniversitesi, ABD), Üstün Ergüder (Prof Dr, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü), Fatma Müge Göçek (Prof Dr, Michigan Üniversitesi, ABD) Nilüfer Göle (Prof Dr, Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales, Fransa), Cemal Kafadar (Prof Dr, Harvard Üniversitesi, ABD), Metin Kunt (Prof Dr, Sabancı Üniversitesi), Şerif Mardin (Prof Dr, Sabancı Üniversitesi), Oktay Özel (Dr, Bilkent Üniversitesi), İlhan Tekeli (Prof Dr, ODTÜ), Mete Tunçay (Prof Dr, Bilgi Üniversitesi), Stefan Yerasimos (Prof Dr, Paris VIII Üniversitesi, Fransa)

Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

Listed on 
BlogShares